Ekonomi

AK Parti’nin 23’üncü yılı! Nükleer hedeflere adım adım: Türkiye enerji üssü olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, 14 Ağustos 2001’de Türkiye’nin 39. partisi olarak kurulan AK Parti, Türkiye siyasetinde 23 yılı geride bıraktı.

AK Parti, kuruluşunun hemen sonrasında yapılan 3 Kasım 2002’deki genel seçimden birinci parti olarak çıktı. Kurulduğu günden bu yana girdiği tüm genel seçimlerde birinci parti olmayı başaran AK Parti’nin kurduğu hükümetler, süreçte çok sayıda önemli icraata imza attı.

AK Parti iktidarlarında Türkiye’de öne çıkan enerji projeleri…

Türkiye’nin 2053 hedefleri doğrultusunda maden ve enerjide net ihracatçı ülke olma yolunda çalışmalar ve projeler hızla devam ediyor.

Türkiye’nin Karadeniz’deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştiren Fatih sondaj gemisi, Sakarya Gaz Sahası’nda doğal gaz keşfetti. Şırnak’ın Gabar Dağı’nda petrol bulundu.

Türkiye’nin denizlerde doğal gaz ve petrol arama çalışmalarına yönelik sismik ve sondaj faaliyetleri için kurduğu enerji filosunda, Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han sondaj gemileri ile Barbaros Hayrettin Paşa ve MTA Oruç Reis sismik arama gemileri olmak üzere toplam 6 gemi bulunuyor. Sakarya Gaz Sahası’ndaki gaz üretiminde kullanılmak üzere Türkiye’nin enerji filosuna gaz işletme platformu gemisi dahil edilecek ve gemi sayısı 7’ye yükselecek.

Türkiye’nin 1950’lerden beri yapmak istediği nükleer enerjiden elektrik üretimiyle alakalı şu anda da devam eden Akkuyu’daki nükleer santral projemiz Mersin’de. Bu santralin de en kısa zamanda ilk reaktörünü önümüzdeki aylarda devreye almak üzere Türkiye’nin bu 70 yıllık rüyası da gerçeğe dönüşecek.

Türkiye’nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu NGS’nin devreye girmesi için yürütülen çalışmalar sürüyor.

AKKUYU NGS

Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli bölgesinde yapımı süren santralin, 3 Nisan 2018’de temeli atılan birinci ünitesinde sona yaklaşıldı.

Akkuyu NGS’de ilk ünite ve ilgili tüm altyapı tesislerinde genel inşaat çalışmaları tamamlandı. Türkiye’yi nükleer enerjiyle buluşturacak santralin ilk ünitesi için “tam ölçekli devreye alma” çalışmaları ise devam ediyor.

Çeşitli sistem ve bileşenlerin tek tek kontrol edildiği “devreye alma” çalışmaları dört aşamadan oluşuyor.

Teknolojik hazırlığın önemli bir göstergesi olarak kabul edilen ön devreye alma aşamasında, ünite sistemleri ve bileşenleri tasarımda belirlenen kriterlere ve özelliklere uygunlukları doğrulanarak işletmeye hazır duruma getiriliyor. Böylece ünitenin, reaktörün fiziksel olarak çalıştırılması için hazır olup olmadığı kontrol ediliyor.

TÜRKİYE’NİN ELEKTRİK TALEBİNİN YÜZDE 10’UNU TEK BAŞINA KARŞILAYACAK

Her biri 1200 megavat olmak üzere toplam 4 reaktörden oluşacak Akkuyu NGS’nin birinci ünitesinde ilk test elektriğinin bu yıl üretilmesi hedefleniyor.

Birinci ünitenin ardından diğer reaktörlerin de birer yıl arayla devreye alınması öngörülüyor.

Tam kapasite devreye girdiğinde Türkiye’nin elektrik talebinin yüzde 10’unu tek başına karşılayacak santralin, 60 yıl olarak planlanan işletme ömrünün ise 20 yıl daha uzatılma imkanı bulunuyor.

Akkuyu NGS’nin yanı sıra Sinop ve Trakya’da da büyük ölçekli nükleer enerji santralleri inşa etmeyi planlayan Türkiye, nükleer enerjide 2050 yılına kadar 20 bin megavat kurulu güce ulaşmayı hedefliyor.

2 YENİ NÜKLEER SANTRAL İÇİN ÇALIŞMALAR HIZLANDI

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin ardından, Trakya ve Sinop’ta inşa edilecek yeni nükleer santraller için çalışmalar hızlandı.

Bu kapsamda, Çin başta olmak üzere birçok ülke ile görüşmeler yapılıyor. Yeni projelerin ekonomiye büyük katkı sağlaması bekleniyor.

TÜRKİYE’NİN NÜKLEER ENERJİ VİZYONU

Türkiye, nükleer enerji alanında attığı adımlarla dünyada bu teknolojiyi kullanabilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yer alma hedefinde kararlıdır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kararlılığı şu sözlerle ifade ediyor: “Türkiye’yi dünyada nükleer enerjiyi işleyen ve kullanabilen sınırlı sayıdaki ülkeler arasına dahil etmiş olacağız. Biz nükleer enerji ülkemize kazandırmakta kararlıyız.”

Bu amaç doğrultusunda Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin ardından, Trakya ve Sinop’ta iki yeni nükleer santral inşa edilmesi planlanıyor. Türkiye, bu projelerle enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı ve ekonomik kalkınmayı hedeflemekte.

SİNOP VE TRAKYA’DA YENİ REAKTÖRLER

Sinop ve Trakya’da en az 8 yeni reaktör inşa edilmesi planlanıyor. Bu projeler için anlaşmaların bir an önce sağlanması ve inşaat çalışmalarının başlaması hedefleniyor. Türkiye, bu projelerle enerjide tam bağımsızlık hedefini gerçekleştirmeyi amaçlıyor.

EKONOMİK KATKILAR

Nükleer enerjinin Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlaması bekleniyor. Özellikle Akkuyu Nükleer Güç Santrali devreye girdiğinde yıllık tasarruf tutarının 50 milyar doları bulması öngörülüyor. Bu tasarruf, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltarak ekonomik kalkınma sürecine büyük katkı sağlayacak.

Türkiye’nin nükleer enerji alanında attığı adımlar ve gerçekleştirdiği projeler, enerjide dışa bağımlılığı azaltma ve ekonomik kalkınma hedeflerine önemli katkılar yaratma hedefinde. Trakya ve Sinop’ta inşa edilecek yeni nükleer santrallerle Türkiye, enerjide tam bağımsızlık yolunda önemli bir adım daha atmış olacak.

GABAR

Türkiye’nin petrol başkenti olarak anılan Şırnak’taki Gabar’da günlük petrol üretimi 40 bin varilin üzerine çıktı. Üretimdeki yeni hedef ise günlük 100 bin varilin üzerine çıkmak olarak açıklandı.

Türkiye petrolleri, bugün sadece Gabar’da Türkiye’nin en kaliteli petrolünü 45 bin varil günlük üretime çıkarmış durumda.

2021 yılında yaptığımız bu keşif yine Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin karalardaki en büyük keşfi. Şu anda 41 kuyudan 45 bin varil üretiyoruz. Hedefimiz inşallah en kısa bunu yıl sonu olarak, hedef olarak arkadaşlarımıza verdik ve kamuoyumuzla paylaştık, 100 bin varil, 95 kuyuyla üretime çıkabilmek. Ama ülkemiz çok büyük, ülkemizin ihtiyaçları artarak devam ediyor.

DİYARBAKIR

Günlük üretimin 45 bin varile dayandığı Gabar’ın ardından, Diyarbakır’da da çalışmalar başladı. Diyarbakır’da, 457 sondaj kuyusu için çalışmalara başladı.

Irak sınırına sıfır noktada yer alan Şırnak’taki Gabar Dağı’nda bulunan Şehit Esma Çevik ve Şehit Aybüke Yalçın petrol sahalarındaki kaliteli petrol üretimi günlük 50 bin varil sınırına dayanırken, TPAO Diyarbakır’da da yeni sondaj kuyusu çalışmalarına başladı.

DİYARBAKIR İKİNCİ GABAR OLUYOR

TPAO tarafından yapılan jeolojik araştırmalarından ardından 457 sondaj kuyusunun açılacağı yerler havadan fotoğraflanarak, haritalandırma yapıldı.

Yapılan saha araştırmaları sonucunda, Diyarbakır’da 100 milyon varil ham petrol rezervi bulunduğu değerlendiriliyor.

Enerjide dışa bağımlılığın ortadan kalkmasına katkı sunacak olan zengin petrol rezervi nedeniyle Diyarbakır’ın ikinci Gabar olacağı da belirtilirken, Ergani, Silvan, Bismil, Hazro, Çınar, Kocaköy, Bağlar ve Sur ilçelerinde yeni petrol müjdeleri bekleniyor.

BÖLGENİN ALTI PETROL DENİZİ

Öte yandan, Şırnak ve Diyarbakır’ın yanı sıra Van, Siirt, Hakkâri ve Adıyaman’da da petrol arama çalışmaları sürürken, yeni keşiflerle birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin gelecek yıllarda Türkiye’nin petrol ihtiyacını büyük oranda karşılaması hedefleniyor.

SAKARYA GAZ SAHASI

”TARİHİN EN BÜYÜK DOĞAL GAZ KEŞFİ”

2020 yılında hepimizin malumu Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimize bir müjde olarak açıkladığı Sakarya Gaz Sahası’ndaki doğal gaz keşfi Cumhuriyet tarihinin en büyük doğalgaz keşfidir.

2020 yılı için dünyada denizlerde yapılan en büyük doğal gaz keşfidir. Ve biz orada şu anda 710 milyar metreküplük bir rezerv keşfi ile beraber yine dünyada rekor sayılabilecek bir süre içerisinde 3 yıldan kısa bir süre içerisinde oradan doğal gazı üretmeye başladık. Bugün 2 milyon 400 bin haneye yetecek kadar doğal gazı kendi gazımız olarak Sakarya’da üretiyoruz. Yaklaşık günlük 5 buçuk milyon metreküplük bir üretimle gidiyoruz. Ama inşallah önümüzdeki aylarda bunu ilk etapta 10 milyon metreküpe yani 5 milyon abonenin yani 5 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak şekle getireceğiz.

SİLİVRİ VE TUZ GÖLÜ DOĞAL GAZ DEPOLAMA TESİSLERİ

Silivri ve Tuz Gölü’ndeki doğal gaz depolama tesisleri Türkiye’nin doğal gazda arz güvenliğini sağlamada kilit rol üstleniyor.

Silivri ve Tuz Gölü doğal gaz depolama tesislerimiz, hem çevreci uygulamalarıyla hem de enerjisini karbonsuz, yenilenebilir enerjiden karşılamasıyla Avrupa’da örnek tesislerden.

Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’ye (BOTAŞ) ait Silivri’deki 4,6 milyar metreküp ve Tuz Gölü’ndeki 1,2 milyar metreküp kapasiteli doğal gaz depolama tesislerinin, 2028’de toplam 12 milyar metreküp depolama kapasitesine ulaştırılması hedefleniyor.

Tesisler, aynı zamanda çevreci özellikleriyle de ön plana çıkıyor. Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde 4,2 megavat elektrik gücünde RES bulunuyor. Mevcut yapıda üretilen elektrik, tesisin ihtiyaçlarının tamamını karşılıyor.

Bunun yanı sıra, ilave 4,2 megavat gücünde yeni bir RES için de çalışmalar sürüyor. Yeni RES’in bu yıl sonunda inşaatının tamamlanması planlanıyor. Projenin hayata geçmesiyle Silivri’de rüzgar enerjisi kurulu gücünün 8,4 megavat elektrik gücüne çıkacağı hesaplanıyor.

Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesisi ise gücünü güneş enerjisinden alıyor. 3 megavatlık GES bulunan tesis, tüm ihtiyacını bu santralden karşılıyor.

Öte yandan, ilave 30 megavat elektrik gücünde yeni bir GES’in de çalışmalarının başladığı tesiste, ilave yatırımın hayata geçmesiyle GES kapasitesinin 33 megavat elektrik gücüne çıkacağı öngörülüyor.

SİSMİK GEMİLER-

Deniz araştırma, arama ve işletme ruhsat alanlarında sismik veri toplama projeleri sürdüren Türkiye, bu çalışmaları önceleri hizmet alımı şeklinde yürütürken, 2012’nin sonunda Türkiye’nin ilk sismik arama gemisi olarak devreye giren Barbaros Hayreddin Paşa sayesinde ülkede yerli envanter oluşturulmaya başlandı.

31 Aralık 2012’de satın alınan Barbaros Hayreddin Paşa gemisi, denizin 8 kilometre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor, iki ve üç boyutlu sismik veri toplayabiliyor. Brüt 4 bin 711 ton ağırlığındaki gemi, yön ve pozisyon tayinini uydu haberleşmesiyle otomatik olarak yapabiliyor. Uzunluğu 84, genişliği 21,6 metre olan gemide bir helikopter pisti bulunuyor.

Barbaros Hayreddin Paşa gemisi şu an Kastamonu açıklarındaki İnebolu Limanı’nda göreve hazır şekilde bekliyor.

ORUÇ REİS

Diğer sismik araştırma gemisi MTA Oruç Reis’in inşasına ise 2012’de tamamen yerli imkanlarla başlandı. İleri teknoloji ürünü birçok bilimsel ve teknik ekipmanla donatılan gemi, 2017 yılı ağustos ayı içinde operasyon test, eğitim ve tecrübe faaliyetlerine başladı.

Açık denizlerde iki ve üç boyutlu derin sismik araştırmalar yapabilecek kapasitede modern sevk ve manevra sistemleriyle donatılan MTA Oruç Reis gemisiyle, petrol ve doğal gaz araştırmalarının yanı sıra kara alanlarının deniz altındaki devamlılıklarının izlenmesi bağlamında kıta sahanlığı gibi stratejik öneme sahip bilimsel araştırmalar da etkin bir şekilde icra edilebiliyor.

MTA Oruç Reis ile deniz tabanından itibaren 15 bin metre derinlikteki jeolojik yapılar görüntülenebiliyor.

Modern uzaktan kumandalı su altı aracıyla 1500 metre su derinliğindeki deniz tabanı ayrıntılı olarak izlenebiliyor, deniz suyundan ve tabanından numune alınarak ölçüm ve analizler anında yapılabiliyor.

Boyu 87, genişliği 23 metre olan gemide değişik açılarda aktif 35 kamera bulunuyor.

Zonguldak açıklarındaki Filyos Limanı’nda bulunan MTA Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi, destek gemileriyle eylül sonunda Somali’ye gitmeye hazırlanıyor.

TÜRKİYE’NİN SONDAJ GEMİLERİ

Türkiye’nin ilk milli sondaj gemisi olan Fatih, 2017’de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) envanterine katıldı. Fatih, İstanbul’un fethinin 567. yıl dönümü 29 Mayıs 2020’de Karadeniz’deki ilk milli sondajı gerçekleştirmek üzere Haydarpaşa Limanı’ndan uğurlandı.

Fatih, 20 Temmuz 2020’de Zonguldak açıklarındaki ilk olarak Tuna-1 olarak isimlendirilen lokasyonda 3 bin 500 – 4 bin metre derinlik hedefiyle Karadeniz’deki ilk milli derin deniz sondajına başladı.

Güney Kore’de 2011’de inşa edilerek denize indirilen Fatih sondaj gemisi, 6. nesil teknolojiyle çalışmalarını sürdürüyor. Gemi, 229 metre uzunluğunda, 36 metre genişliğinde ve 51 bin 283 groston ağırlığa sahip. Fatih’in 12 bin 200 metre derinlikte ve çok yüksek basınç altında dahi deniz sondajı yapabilme kabiliyeti bulunuyor.

İki kulesinin toplam yük kaldırma kapasitesi 1750 ton olan Fatih, aktif konumlandırma sistemi sayesinde 6 metre yükseklikteki dalga boyunda bile sabit kalarak operasyonlarını sürdürebiliyor.

Fatih’le Karadeniz’de yapılan Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfi, aynı zamanda 2020’de denizlerdeki en büyük keşif olarak kayıtlara geçti. Fatih, 23 Mayıs 2024’te Karadeniz’deki Göktepe-2 kuyusunda başladığı sondaj çalışmalarına devam ediyor.

 YAVUZ SONDAJ GEMİSİ-

Yavuz sondaj gemisi 2011’de yapımının tamamlanmasının ardından Tanzanya, Kenya, Malezya ve Filipinler başta olmak üzere farklı ülkelerde görev aldı. Türkiye’nin ikinci sondaj gemisi Yavuz, TPAO tarafından 2018’de satın alınarak envantere katıldı.

Yaklaşık 230 metre uzunluğa ve 36 metre genişliğe sahip gemi, deniz seviyesinden yaklaşık 103 metre yükseklikte sondaj kulesine sahip. 12 bin 200 metre derinliğe kadar çok yüksek basınç altında dahi sondaj yapabilen gemi, dinamik pozisyonlama sistemiyle 6 metreye ulaşan dalgalarda sondaja devam edebiliyor. 

Yavuz gemisi çift kuleli tasarımla hem asıl hem yardımcı işlerin yapılabildiği eş zamanlı operasyona imkan sağlıyor.

Dünya genelinde bu konseptteki 16 gemiden biri olma özelliğini taşıyan Yavuz’da spor ve sinema salonu, dinlenme odaları bulunuyor.

Gemide tam zamanlı bir doktorun görev aldığı 4 yataklı mini bir hastane de yer alıyor. Elektrik ihtiyacını 42 megavat kapasiteli dizel jeneratörlerden karşılayan Yavuz’un 7,5 milyon litre yakıt kapasitesi bulunuyor.

Yavuz sondaj gemisi, Karadeniz’de doğal gaz arama çalışmalarını sürdürüyor. 

 KANUNİ SONDAJ GEMİSİ-

Türkiye’nin üçüncü sondaj gemisi olan Kanuni, 2020 başında filoya dahil oldu. 2012’de inşa edilen gemi 227 metre uzunluğa ve 42 metre genişliğe sahip. 

Mart 2020’de Taşucu Limanı’na ulaşan gemi, bakım, güncelleme ve reaktivasyon işlemlerinin ardından 13 Ekim 2020’de Taşucu’ndan ayrıldı.

19 Ekim 2020’de Haydarpaşa Limanı’na ulaşan Kanuni, 13 Kasım 2020’de Haydarpaşa Limanı’ndan Karadeniz’e doğru yola çıktı. 

Kanuni, Filyos Limanı’ndaki kule montajı, deniz seyir testi, sondaj ekipmanlarının montajı ve kuyu dibi emniyet sistemi bakım işlerinin tamamlanmasının ardından Sakarya Gaz Sahası’ndaki görevine başladı.

Kanuni sondaj gemisi, ilk görevi için 5 Mayıs 2021’de Karadeniz’e açıldı. İlk sondajını Sakarya Gaz Sahası’nda yapan gemi, Türkali-2 kuyusunda derin deniz kuyu testlerini gerçekleştirdi.

Kanuni, Karadeniz’de doğal gaz arama çalışmalarına devam ediyor.

ABDÜLHAMİD HAN SONDAJ GEMİSİ-

Abdülhamid Han sondaj gemisi 2022 yılında Türkiye’nin filosuna katılan dördüncü gemi oldu.

TPAO tarafından Kasım 2021’de 180 milyon dolara satın alınan gemi, Güney Koreli Daewoo Shipbuilding & Marine Engineering firması tarafından “Cobalt Explorer” adıyla Okpo Tersanesi’nde inşa edildi.

Güney Kore’deki Okpo Limanı’ndan 7 Mart 2022’de yola çıkan gemi, Mayıs 2022’de Mersin’in Taşucu Limanı’na ulaştı. Yedinci nesil üstün teknolojiye sahip 238 metre uzunluğunda ve 42 metre genişliğinde olan geminin kule yüksekliği 104 metre.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 13 Haziran 2022’de geminin adının “Abdülhamid Han” olarak belirlendiğini açıkladı.

Aktif konumlandırma sistemi bulunan 200 mürettebat kapasiteli gemi, kontroller ve boyama çalışması gibi sondaja hazırlık süreci için yaklaşık 2 ay limanda kaldı. 12 bin 200 metre derinlikte sondaj yapabilen gemi, teknik donanımı ve fiziki özellikleriyle filonun “en güçlüsü” olarak görev yapıyor.

Gemi, 9 Ağustos 2022’de limanda düzenlenen uğurlama töreni ile Yörükler-1 Kuyusu’na sondaj için gönderilmiş ve 17 Ağustos 2022’de ilk sondajını gerçekleştirmişti.

KAYNAK: HABER7

arac-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort